Teslim Budak

06.04.2018 12:24

1990 yılında Malatya Olay Gazetesinde Vahap Güner'in yapmış olduğu söyleşiden ve 2000 yılında kendisinden edinilen bilgilerle düzenlenmiş, Hüseyin Şahin ile birlikte hazırladığımız Arguvan Türküleri/Halkbilimsel Bir Araştırma Denemesi (AKEV Yay. İstanbul 2004, s. 395) adlı kitapta yer almıştır. 2012 Şubatında Yücel Aslan tarafından Kızı Şeniz Budak'tan alınan bilgilerle zenginleştirilmiştir. Kızı Şeniz Budak ile görüşülerek anısına yazmasını sağladım.

10 Nisan 2000 tarihinde aramızdan ayrılan Teslim Budak'ın anısına sunuyorum.

5 Ocak 1950 tarihinde Elazığ'ın Baskil ilçesinin Şeyh Hasan (Tabanbükü) köyünde dünyaya geldi. 1945 yılında doğduğu kendisi tarafından dile getirilmiş olup nüfusa sonradan yazılmıştır. Atalarının halk ozanı Teslim Abdal soyundan olduğu öne sürülür. Bu inançla adını Teslim koyarlar. Ancak Teslim adı nüfusça uygun görülmediğinden nüfus memuru Teslim'e en yakın Müslüm deyip öyle yapar nüfus kaydını. Nüfus'ta Müslüm olarak kayıtlı olmasına karşın Teslim Budak adıyla anılmaktadır.

Babasının ölümünden sonra zor dönemler yaşadı. Kendi deyimiyle, "İlkokulu zorla bitirdi, sigara satarak, şarkı söyleyerek diploma aldı”. Annesi ikinci evliliğini yaptı, bir öz dört üvey, beş kardeşi var. Kardeşlerinin dördü annesinin ikinci eşinden olup, erkek kardeşlerinin ikisi Almanya'da yaşıyor.

1975 yılında eşiyle görücü usulü olarak evlendi, bir kız çocukları oldu. Yaşamını Malatya'da sürdürdü. 10 Nisan 2001 tarihinde kalp krizi sonucu aramızdan ayrıldı.

***

On iki yaşından itibaren türkü söylemeye başladı. Düğünlerde, özel günlerde ve eğlentilerde söyleye söyleye kendini yetiştirdi. Teslim Abdalı'n "Engin ol gönül engin ol" bağlantılı deyişini kendine rehber kabul ettiğini ve kendisine yön çizdiğini belirtir.

Yetmişli yıllarda Arguvan türkülerini kasete okuyarak, söyleyerek yaygınlaşmasında büyük emeği olan sanatçıların başında Teslim Budak gelir. Arguvan yöresine ait türküleri söylediği için çoğu insan kendisini Arguvan'la özdeşleştirmiştir. Dolayısıyla çoğu insan Teslim Budak'ı Arguvanlı bilir. Müzikle ilgili herhangi bir eğitim almamıştır. Malatya ve çevresinde dinlenen sanatçılardandır. Saz-ses sanatçısı olarak İstanbul, Mersin, Malatya illerinde çalıştı? Hemen her yıl kayısı fuarı etkinliklerine katıldı. Besteleri var. Yöresinin müzik kültürü ile ilgili derleme çalışmaları yaptı, bunları kasete okudu.

1975 yılında kaset yapmaya başlar, kendisinin söyleyip, yapımcısının kazandığını, iyi niyetinin kurbanı olduğunu; yaptığı besteleri ve derlemeleri güvenceye almadığından başkalarının bunları değiştirerek kendilerine mal ettiğini, bazı ünlülerin bu besteleri okuduğunu öne sürer. Müzikle ilgili kitapları okuduğunu, çalgı çalmayı bilmediğini belirtir. İzzet Altınmeşe, Arif Sağ, Mustafa Topaloğlu, Şakir Öner Günhan beğendiği, örnek alıp özendiği sanatçılardan bazılarıdır. Köylüsü Mustafa Tosun'u iyi bir halk ozanı olarak kabul eder.

BABAM, O BENİM YÜREK SIZIM...

Seniz BUDAK (Kızı)

Babam... Yürek sızım...

Bir insana hem kırgın hem kızgın olup da hem de bir o kadar sevgi besleyebilir misiniz? Kim bilir birçoğunuz ya da birazınız belki... Ben bu üç duygunun arasında sürekli gidip geldim ama asla ve hiç bir koşulda babama olan sevgim azalmadı, solmadı.

Babam yürek sızım... Sen yoksun ahh bir bilsen içimde yapayalnızım... Bir evlat bırakmışsın dünyaya, keşke senin gibi mükemmel bir insandan birçok kardeşim olsaydı. Eminim şu an yazdıklarımı yanımda bir yerlerde görüyorsun, hissediyorsun.

Bugün sana dualar ettim. Biliyorum ki cennettesin... Çünkü senin öyle bir yüreğin vardı ki yeni doğmuş bir bebeğin yüreği gibiydi. Asla kötü düşünce yok, asla kin yok, asla nefret yok... Sana göre herkes çok iyiydi... Hiç kimse çıkarcı değildi. Sana göre herkes sevgi doluydu, iyi niyetliydi. Ben çoğu zaman itiraz ettiğim halde sen hep böyle bilirdin. Neden mi babam? Çünkü asıl sen öyleydin. Bir insanda olması gereken bütün iyi niyetler sanki hepsi sendeydi, sende toplanmıştı. İşte böyle bir 'can'dın sen baba.

Beni bu dünyada bu kadar sevebilen tek insan sendin. Öyle çok seviyordun ki beni, sen yanımdan gittikten sonra hiç kimse öyle sevmedi, öyle sevemez de... Derler ya karıncayı incitmez diye, çok sıradan bir söz biliyorum ama yine de diyorum, benim babam gerçekten de karıncayı bile incitmezdi. Babam yürek sızım ne yaptıysan hep kendine yaptın biraz da bize...

Dünyadaki her şeyin hakla kazanılması gerektiğini hep savunurdun, her insanın hakkıyla bir yerlere gelmesi gerektiğine inanırdın, kendi öz kızın bile olsa bir şey istese "hakkınla yapacaksın" derdin. İşte sen böyle mükemmel bir babaydın. Oysaki o zamanlar kızardım sana, "Ne hakkı ya baba" diye. Senden sonra hiç bir zaman, hiç bir yerde hak yemedim. Şimdi ne kadar doğru söylediğini çok iyi anlıyorum, çünkü huzurluyum. Bunu bana sen öğrettin, fark etmesem de o zamanlar.

Seni anlatmak kelimelere sığmaz benim dünyaya gelmeye bir kere daha hakkım olsaydı eğer yine senin kızın olarak dünyaya gelmek isterdim. Babammm! Seninle ilgili sadece iki şeye pişmanım ve bu pişmanlığım asla geçmeyecek. Birincisi benden cep telefonu istemiştin ve ben alamamıştım, çünkü zor günler geçiriyordu. Aaah keşke alsaydım ne kadar çok pişmanım bilsen. İkincisi seni benim istemim dışında otopsi yaptırdıklarına engel olamamıştım. Duyduğumda çok geçti. Belki bu benim hatam değil ama daha güçlü olup hastaneye yatmasaydım sana otopsi yapmalarına emin ol ki engel olurdum, gerekirse mezarının üstünde yatar, günlerce kalkmazdım. Üzgünüm baba, kardeşlerini ve torununun babasını bu yüzden asla affetmeyeceğim. Elim hep yakalarında olacak ve sen affetsen bile... Bilirim sen asla birine küsemez, kin besleyemezsin, bu nedenle hemen affedersin ama ben asla affetmeyeceğim.

Babam...

Yürek sızım...

Mekânın cennet olsun...

Ne kadar çok isterdim yüreğinin her bir damlasından yüreklere aşılamak ve seni çoğaltmak.

Canım babam, seni çok seviyorum...

 

Kaynak:https://www.malatyasoz.com/yazar-teslim-budak-1170.html